Milli Şuurla Hareket Birliği

YABANCILAŞMA PROBLEMİ

YABANCILAŞMA PROBLEMİ

Milli kültüre ve milli medeniyete yabancılaşma problemi,en çok şu üç noktada veya kesimde tahribatını belli eder:

1)Yüksek tahsil kademelerinde:

Bu kademede bulunan genç nesillerin-özellikle ülkemizde-nasıl büyük bir tahribata maruz bırakıldığı hususu apaçık ortadadır.Tarih kitaplığı ile irtibatı koparılmış,tecrübe ve aktarma teorilerle zihinleri karıştırılmış,yabancı ideolojilerle beyinleri yıkanmış,dilinden,dininden,tarihinden,destanlarından, ve devletinden soğutulmuş gençlerin hangi sloganlara sarıldığını,hangi bayrakları taşıdığını ibretle ve dehşetle görüyoruz.
Evlerinden ve ailelerinden ayrılırken tertemiz olan,milli ve dini duygularla dolu,bayrağına ve devletine yürekten bağlı bulunan vatan çocuklarını kimler,nasıl ve ne maksatla bu hale getiriyorlar?Özgürlük ve özerklik paravanası arkasına gizlenen bu kötü niyetler neden ortaya konmaz,bu kötü niyet sahiplerine neden dur denmez veya denemez?Bu tehlikeli gidişe karşı çıkan yürekli ve ülkücü gençlere neden sahip çıkılmaz?Neden bunlar ezilir,hırpalanır ve himayesiz kalır?

2)Büyük şehirlerde ve sanayi merkezlerinde:

Bilindiği gibi buraları sosyal temasa açık,kalabalık ve içtimai murakebenin zayıf olduğu yerlerdir.İç ve dış turizmin en hareketli olduğu bölgelerdir.Dinleri,dilleri,örfleri kısaca kültür ve medeniyetleri ayrı olan yabancıların ister turist,ister tüccar,ister sanayici,ister öğretmen ve öğrenci olarak girip çıktığı bu yerler,aynı zamanda yabancı ülkelere gidip gelme hususunda da hayli hareketlidir.Bu sebepten büyük şehirlerde,milli kültürle çatışan pek çok yabancı değer ve unsur bulunur,Ankara,İstanbul ve İzmir'de bir anadolu çocuğunun milli kültür ve medeniyete aykırı bulacağı,din ve töresi ile ters düşen pek çok davranışa,manzaraya ve harekete rastlayacağı tabidir.
Esefle belirtelim büyük şehirlerimizde ve sanayi merkezlerimizde Türk-İslam kültür ve medeniyetine ters düşen ve onunla çatışan yabancılaşma unsurları giderek çoğalmaktadır.Birçok şehirlerimizin belli kesimlerinde Türkçe ve İslam'ca yaşamak şöyle dursun,yaşayanlar yadırganmaktadır.Buralarda sosyal,kültürel ve ekonomik hayatın manzarası Türk-İslam kültür çizgisinin çok uzaklarındadır.
Bu gidişi normal ve olması gereken bir gelişim olarak değerlendirmek yanlış olur.Bu,milli kültür ve medeniyetin sahipsiz ve himayesiz kalmasından doğan bir problemdir.Aksi halde milletler büyüdükçe,geliştikçe ve sanayileştikçe kendi milli tarihlerine,kültür ve medeniyetlerine,din,dil,bayrak ve törelerine yabancılaşsalardı,bugün tarihinden,dilinden,dininden,töresinden,kısaca kültür ve medeniyetinden utanan bir İsrail,bir İngiltere,bir Japonya...mevcut olmalı idi.Oysa durum tamamen tersinedir.Bu saydığım ülkeler,büyükküçük bütün şehirlerinde dinlerini,milliyetlerini,milli ve mukaddes değerlerini taviz vermeksizin yaşıyorlar ve üstelik yabancılardan bu değerlere saygı gösterilmesini hem bekliyorlar hem de istiyorlar.Mesela;İsrail'de cumartesi günleri ateş yakmak dinlerince yasak olduğundan,o gün orada turistseiniz sıcak çorba bulamazsınız,sigara içemezsiniz.Mübarek Ramazan ayında,Müslümanlar oruçlu iken,ilericilik pozları ile sigara tüttürerek,etrafa duman savuran'devrimbazlar' ve onlara özenen zavallılar,acaba ne demek istediğimizi anlıyorlar mı?

3)Hudut boylarında:

Milli kültüre ve medeniyete yabancılaşma problemi,hudut boylarında da önemli tahriibat yapabilir.Sosyal,kültürel,ekonomik ve politik temasların çok fazla olduğu bu noktalarda yabancılaşmalar tehlikeli boyutlara ulaşabilir.Bu konuyu,geniçe ele almayı düşünüyoruz.

SEYYİD AHMED ARVASİ


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol